20 Haziran 2016 Pazartesi

Tarih Yazımı

Daha önceki yıllarda tarih yazımı kolayken daha sonraları yakın zamanda post modern tarih yazıcılığının ortaya çıkmasından sonra zorlaşır. Tarih yazarken geçmişteki olayların ya da olguların anlatı şeklinde sunulduğun anlaşılmaktadır. Aslında tarih bir zaman kavramı içerisine kurulmuştur. Olayların içindeki zaman kavramı gizlidir. Bizler ise olayların art ardına gelmesiyle bu zaman kavramını oldukça iyi anlıyoruz. Her olayın başlangıcı ve bitişi mutlaka vardır. Olayların başlangıç ve bitiş tarihleri bilinebilirken olgunun başlangıç ve bitiş tarihi belirsizdir. Yani olgu soyut bir kavramdır. Buda olgu ve olayı ayıran en dikkat çekici farktır. Günümüz tarihçiliğine kadar gelen tarih yazıcılığı sürecinde, tarihçiler olay yer ve zaman belirterek ve belgelere dayanan bir tarihçilik iddiası taşıyordu. Post modern tarih yazıcılığı ise 1980’li yıllardan sonra kendini göstermiştir. Post modern tarih yazıcılığı geçmişte yaşanan olaylar ile bugün yazılan tarihi birbirinden ayırmaktadır. Yani sahip olunan kaynakların kapsamı dâhilin de yazılmaktadır. Fakat post modern tarih yazıcılığının ezberci olarak değil de yapılandırmacı bir bakış açısı getirir. Tarih ve tarihçiler devamlı olarak kendini geliştiriyor. Tarihçi artık okullarda ders veren şahıslar olmaktan çıkıyor. Ve hayatın her alanında artık aktif olarak yer alıyor. Örnek verecek olursak siyasi partilerde, şirketlerde hatta ve hatta sergilerde yer alıyor. Artık günümüz şartlarında her konuda tarih yazılıyor yani gün geçtikçe tarih yazıcılığı gelişiyor. Tarih yazıcılığı yapılırken kaynaklara ihtiyaç vardır elbette ki. Tarihin en genel tanımı geçmişten günümüze uzanan bir yoldur. Ancak tarih yazıcılığı yaparken günümüzden geçmişe doğru yapılması daha uygun olduğu görülmektedir. Tarihçiler günümüz problemlerini de bilmek zorundadır. Günümüz sorunlarıyla ilgilenmeyen tarihçi tarihçi sayılamaz. Tarih kaynaklara örnek verirsek yazılı sözlü arkeolojik sesli ve görüntülü olarak sınıflandıralı bilir. Tarih yazımının öncüsü Giambattista Vico görülmektedir. Daha sonradan Alman tarihçisi Von Rankeyi, İngiliz R. G. Collingwood’u ve birçok ismi bu alanda sayabiliriz. Türkiye’de ise tarih yazıcılığı Halil İnalcık ve Cemal Kafadar öncülük etmektedir. Tarihçide en başında merak ve ilgi olmalıdır. Dil bilgisi geniş ve Batı dillerini kaynak dillerini bilmelidir. Coğrafya bilmelidir. Tarih yazıcılığı aslında sabırlı ve özverili olmalıdır. Önyargılara sahip olmadan yapmalıdır. Tarihçi yaşlandıkça tarihe katkı sağlamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder