20 Haziran 2016 Pazartesi

Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi

Bizim Türk milleti olarak siyasi ve harp tarihi olmak üzere çok zengin kaynaklarımız vardır. Fakat teşkilat tarihi ile ilgili pekte bilgi bulunmamaktadır. Fakat şu bir gerçektir ki bir ülkeyi tanıyabilmek için teşkilat tarihini de bilmek gerekmektedir. Bu yüzdendir ki daha sonraları buna ağırlık verilmiştir. Okullarımızda üniversitelerimizde geç te olsa okutulmaya dersleri verilmeye başlanmıştır. Fakat Batı dünyasına baktığımızda bu durum hiçte öyle değildir. Batı teşkilat tarihini ön plana çıkarmıştır. Osmanlı Devletinin tarihini incelemek istiyorsak öncelikle teşkilat tarihinden başlanmalıdır. Teşkilat tarihi ve siyasi tarih bir milletin tarihi için ayrılmaz bir bütündür. Ayrı ayrı incelenmesi pek mümkün değildir. Birlikte incelendiği zaman anlam kazanmaktadır. Bizim Osmanlı Devletini örnek alacak olursak devlet teşkilatını incelerken öncelikle devlet adamlarının hayatları incelenmelidir. Bu sayede teşkilat tarihi anlaşılabilir. Devlet adamlarının biyografileri bu konudaki bulunmaz kaynaklardır. Bu yüzden teşkilat tarihi ve siyasi tarih birbirinden bağımsız değildir. Osmanlı Devleti müesseseleri incelenirken Osmanlı arşivleri ele alınmalıdır. Fakat bu arşivlerde belgeler bir bütün halinde değildir. Parça parçadır ve birleştirilmesi gerekmektedir. Fakat Osmanlı Devleti müesseselerini incelerken temek kaynağımız biyografilerdir. Bu biyografilerde kimin ne kadar maaş aldıklarına kadar bilgiler mevcuttur. Bu alanda öncü kişilerin en başında İsmail Hakkı Uzunçarşılıdır. Çok düzenli ve sistemli çalışmalar yapmıştır. Daha sonra Lütfi Barkan ve Fuat Köprülü gibi isimler gelmektedir. Eğer bu alanda çalışmak istiyorsanız bazı gereksinimlere sahip olmanız gerekmektedir. Bunun en başında altyapınızın sağlam olması gerekmektedir. Kaynakları iyi sentez edebilmek için Osmanlıcayı iyi bilmek gerekmektedir. Son olarak kaynakları incelerken bir batı bir de doğu diline sahip olmanız gerekmektedir. Bu alanın diğer alanlardan çok farkı yoktur. En önemli farkı üzerinde çalışılan kaynaklar farklıdır. Osmanlı tarihi hüküm sürdüğü yıllar ve coğrafya nedeniyle olsa gerek çok zengin müesseselere sahiptir. Bu alanda çalışacak kişilerin hataları da kabul etmesi gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder