22 Temmuz 2016 Cuma

Yüksek Gerilimin Tarihçesi

Elektrik mühendisliğinde temel buluşlar, örneğin Galvanin’in, Volta’nın, Oersted’in, Ohm’un, Amper’in Edison’un buluşları doğru gerilim üzerine olmakla beraber enerji iletimi alanında hızlı gelişmeler, tarih itibariyle alternatif gerilim alanında olmuştur [1]. 1910’lu yıllarda 100 kV kullanılmasına rağmen 1920’li yıllarda 100 kV’la 50 MW’lık bir güç 50 km’lık mesafeye iletilmiş. 1930-1950 arası yıllarda 300 kV’la 250 MW’lık bir güç 400 km ye iletildi. 1954 de 380 kV’la enerji iletimi başlamış bu gerilimle 1960’lı yıllarda 1000 MW’lık güç taşınması gerçekleştirilmişti. Bugün artık 1000 kV’la 10000 MW’lık güçler iletilirken 1600 kV’luk olanları da deneme altındadır [1], [2]. Elektrik enerjisinin başlangıçta alternatif gerilimle iletilmesinin tercih nedenlerinden biri transformatörlerin icadıdır. Son yıllarda güç elektroniğinde ortaya çıkan gelişmelerle birlikte yüksek doğru gerilimle (YDG) enerji iletimi araştırmacıların dikkatini çekmiş ve uygulama alanına yeniden sokulmuştur. İlk YDG’le enerji iletim uygulaması 1954 yılında İsveç’le Gotland adası arasında 96 km’lik bir deniz altı kablosuyla yapılmıştır. Tek iletkenle 30 MW’lık bir güç 150 kV’luk bir doğru gerilimle iletilmiştir. Akıma dönüş yolu deniz üzerinden sağlandığı için deniz içerisinde bulunan diğer endüstriyel kuruluşlara ait borular ciddi elektriksel korozyona uğramıştır. Bu yüzden tek iletkenle iletim yerine bugün artık iki iletkenli doğru gerilimle iletim yapılmaktadır. 1970’de Amerika’da Oregon ile California arasındaki 1362 km’li mesafeye 1600 MW’lık bir güç 400 kV’luk bir doğru gerilimle iletilmiştir. Son olarak 1989-1990 yılında Güney Finlandiya ile Doğu İsveç arasında 35 km’lik 220 kV’luk bir doğru gerilimle 420 MW’lık bir güç iletilmiştir. Bugün dünyanın değişik yerlerinde 60’ı aşkın yerde yüksek doğru gerilimle enerji iletimi yapılmaktadır [1], [2], [3]. Standard Gerilim Kademeleri IEC(TheInternational ElectrotechnicalComission)'nin tanımlamalarına göre; 1.Alternatif gerilimde 1000 V’un, 2.Doğru gerilimde 1200 V’un üzerindeki gerilimler yüksek gerilim olarak anılmaktadır. Aşağıdaki Tabloda Avrupa ve Amerika’da ki gerilim seviyeleri verilmektedir [3]. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin (21 Kasım 1978 tarih, 16466 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış) 3. maddesine göre; Alçak gerilim< 1000 V Yüksek gerilim > 1000 V Tehlikeli gerilim > 65 V Aşırı gerilim : Kısa süreli, işletme geriliminin müsaade edilen en büyük sürekli değerini aşan ve işletme frekansında olmayan gerilim olarak tanımlanmaktadır. TS-83 de Alçak Gerilim (Faz-Faz arası): 190, 380, 500, 1000 V Orta Gerilim (Faz-Faz arası): 3, 6, 10, 15, 20, 25, 33, 35 KV Yüksek Gerilim (Faz-Faz arası):54. 60, 110, 132, 154, 380, 750 KV olarak verilmektedir. Yüksek Gerilim Sisteminin Elemanları Yüksek gerilim sisteminin elemanları, orta gerilimde enerji üretimi yapan senkron generatörleri de dahil edecek olursak [3]; A. Temel Elemanlar; 1.Senkron Generatörler 2.Güç Transformatörleri 3.Kesiciler (Akım akan hattı açıp kapatan anahtar) 4.Ayırıcılar (Gerilim altındaki hattı açıp kapatan anahtar) 5.Enerji İletim Hatları(Hava Hatları) 6.Direkler 7.İzolatörler 8.Kablolar 9.Baralar B.Ölçme ve Koruma Elemanları 1.Akım Transformatörleri 2.Gerilim Transformatörleri 3.Gerilim Bölücüler 4.Parafudurlar 5.Ark Boynuzlarıve Koruma Halkaları 6.Koruma (Topraklama) Hatları 7.Röleler C. Kontrol ve Kumanda Elemanları 1.Röleler 2.Kesicilerin Kontrol ve Kumanda Devreleri D.Gerilim Ayar Elemanları 1.Seri veya Paralel Bağlı Endüktörler(Reaktörler) 2.Seri veya Paralel Bağlı Kapasitörler 3.İndüksiyon Regülatörleri

14 Temmuz 2016 Perşembe

Sayı sistemleri soruları

Doğum tarihinizi gün ay yıl olarak onluk sayı olarak yazınız. Ör: 19 Mayıs 1991 için: 190591 Bu sayıyı aşağıdaki sistemlere dönüştürünüz. a) İkili sayı sistemine b) Sekizli sayı sistemine c) Onaltılı sayı sistemine Doğum tarihi sayınızı iki ile çarpıp üçe bölünüz. Bu yeni sayıyı aşağıdaki sistemlere dönüştürünüz. d) İkili sayı sistemine e) Sekizli sayı sistemine f) Onaltılı sayı sistemine Aşağıdaki alıştırmaları tamamlayınız. g) (ABCD,DEF)16 =( )8 h) (7654,321)8 =( )16 i) (1001,101)16 =( )8 j) (10025,5)8 =( )16 k) (A15F,D)16 =( )8 l) (6593,1)8 =( )16

Sayı sistemleri

2.1.3 OCTAL (SEKİZLİ) SAYI SİSTEMİ Sekizli sayı sisteminde 8 adet sayı kullanılır bunlar 0 ila 7 arasındadır (0 ve 7 dahil). Genel formülü: 2.1.4 HEXADECIMAL (ONALTILI) SAYI SİSTEMİ Hexadecimal sayı sistemi sayıyı onaltı tabanında yazar. 0’dan 9’a kadar rakamları ve A,B,C,D,E,F harflerini kullanır. Günümüz bilgisayarlarında sıkça kullanılırlar, büyük rakamları yazmak için az sayıda basamak yeterlidir. Genel ifadesi: 2.2 SAYI SİSTEMLERİ ARASINDAKİ DÖNÜŞÜMLER Kullanılan bilgisayar sistemi ya da elektronik sistemin kod yazılışı genellikle binary, octal veya hexadecimal olarak tasarlanır. Günlük hayatta ise onluk sistem kullanılmaktadır. Bu durumda sayı sistemleri arasında dönüşüm yapılması gerekmektedir. ON TABANINDA SAYILARIN İKİLİ, SEKİZLİ ve ONALTILI SİSTEME DÖNÜŞTÜRÜLMESİ a. İkili Sayılara Dönüştürme On tabanındaki sayı ikiye bölünür. Kalan not edilerek bölüm tekrar ikiye bölünür. Bölüm sıfır olana kadar devam edilir. Sonuç MSB’den LSB’ye doğru yazılır. Kesirli sayılarda ise sayının virgülden sonraki kısmı 2 ile çarpılır, çarpımın tam sayı kısmı not edilerek, sonuç sıfıra yaklaşana kadar tekrarlanır, bu durumda bize yaklaşık sonucu verir. İlk tam sayıdan başlanarak sayı yazılır. b. Sekizli Sayılara Dönüştürme Onlu bir sayısı sekizli bir sayıya dönüştürmek için ikili sayı sistemdeki kurallar uygulanır. Yalnız burada kesirli sayılar 8 ile çarpılır ve tam sayılar 8’e bölünür c. Onaltılı Sayılara Dönüştürme Onlu bir sayıyı onaltı tabanında yazmak için tam sayılar 16 ile bölünür ve kesirli sayılar 16 ile çarpılır. 2.2.2 İKİ TABANINDA SAYILARIN, ONLU, SEKİZLİ ve ONALTILI SİSTEME DÖNÜŞTÜRÜLMESİ a. İkili sayıların onlu sisteme dönüştürülmesi Daha önce değinildiği gibi, ikili sayılar onlu sisteme basamak değerlerine göre 2 üzeri değerlerle çarpılarak elde edilirler. Örneğin (100110,101)2 sayısı için; 100110=0x20+1x21+1x22+0x23+0x24+1x25=2+4+32=38 0,101=1x2-1+0x2-2+1x2-3= =0,625 (100110,101)2=(38,625) b. İkili sayıların sekizli sisteme dönüştürülmesi İkili sayıları sekizli sayılara dönüştürmek tam sayı kısmında sağdan sola doğru, kesirli kısımda soldan sağa doğru olacak şekilde sayı üçer bitlik gruplar halinde ayrılır. Son gruplar üç basamaktan azsa sıfır eklenerek üçe tamamlanır ve her bir gruba karşılık gelen octal değer yazılır. Not: 3 basamaklı binary sayılar için octal değer decimal değerle aynıdır. Tam sayı kısmı Kesirli sayı kısmı gruplandırma yönü ← →gruplandırma yönü 01011000101011010111000, 10010111010001010100101001 001 011 000 101 011 010 111 000, 100 101 110 100 010 101 001 010 010 1 3 0 5 3 2 7 0, 4 5 6 4 2 5 1 2 1 13053270, 456425121 Sonuç olarak: (01011000101011010111000, 10010111010001010100101001)2=(13053270,456425121)8 c. İkili sayıların onaltılı sisteme dönüştürülmesi İkili sayıların onaltılı sayılara dönüşmesi için sayılar dörtderli şekilde gruplanır. Karşılılarına onaltılık sayı yazılır. Tam sayı kısmı Kesirli sayı kısmı gruplandırma yönü ← →gruplandırma yönü 01011000101011010111000, 10010111010001010100101001 0010 1100 0101 0110 1011 1000, 1001 0111 0100 0101 0100 1010 0100 2 C 5 6 B 8, 9 7 4 5 4 A 4 2C56B8, 97454A4 (01011000101011010111000, 10010111010001010100101001)2=(2C56B8,97454A4)16 2.2.3 SEKİZ TABANINDA SAYILARIN İKİLİ, ONLU ve ONALTILI SİSTEME DÖNÜŞTÜRÜLMESİ a. Sekizli sayıların onlu sisteme dönüştürülmesi Herbir basamak rakam basamağının değeriyle çarpılır. Bu değerler tam sayı kısmı için 8 üzeri0,1,2.. şeklinde artarken, kesirli kısım için 8 üzeri -1,-2… şeklinde azalır. (472,36)8=4x82+7x81+2x80 , 3x8-1+6x8-2=256+56+2 , 0,375+0,09375 ≅ 314, 47 b. Sekizli sayıların ikili sisteme dönüştürülmesi İkili sayıların sekizli sayılara dönüştürülmesinin tersi yapılır. Her bir basamak için binary karşılık yazılır. (314,47)8=> 3=011 1=001 4=100, 4=100 7=111 (314,47)8=(011001100,100111)2 c. Sekizli sayıların onaltılı sisteme dönüştürülmesi Sekizli sayıları onaltı sayıya çevirmek için öncelikle 2.2.3 b’de gösterilen şekilde , iki sisteme dönüştürüp sonrada ikili sistemden onaltılı sisteme dönüştürülür. İkili sayıların sekizli sayılara dönüştürülmesinin tersi yapılır. Her bir basamak için binary karşılık yazılır. İkili sayıların onaltılı sayılara dönüşmesi için sayılar dörtderli şekilde gruplanır. Karşılılarına onaltılık sayı yazılır. 2.2.4 ONALTI TABANINDA SAYILARIN İKİLİ, ONLU ve SEKİZLİ SİSTEME DÖNÜŞTÜRÜLMESİ a. Onaltılı sayıların onlu sisteme dönüştürülmesi Formülü ile her sayı 16’nın üsleriyle çarpılır ve kesirli ksıım için her basamak 16’nın üstlerine bölünür. (D8C,B53)16= Dx162+8x161+Cx160 , Bx16-1+5x16-2+3x16-3 =3328+128+12 , 0,6875+0,019+0,0007 =3468, 7072 b. Onaltılı sayıların ikili sisteme dönüştürülmesi Her bir sayı için o sayının ikili karşılığı 4 bit olarak yazılır. Sonra bu rakamlar yan yana getirilir. (BAE,02F)16 B A E, 0 2 F 1011 1010 1110 0000 0010 1111 (BAE,02F)16=(101110101110,000000101111) c. Onaltılı sayıların sekizli sisteme dönüştürülmesi Onaltılı sayı önce ikili sayıya dönüştürülür. Sonra ikili kod sekizli koda dönüştürülür. Her bir sayı için o sayının ikili karşılığı 4 bit olarak yazılır. Sonra bu rakamlar yan yana getirilir. (BAE,02F)16 B A E, 0 2 F 1011 1010 1110 0000 0010 1111 (BAE,02F)16=(101110101110,000000101111) 18 SAYISAL ELEKTRONİK İkili sayıları sekizli sayılara dönüştürmek tam sayı kısmında sağdan sola doğru, kesirli kısımda soldan sağa doğru olacak şekilde sayı üçer bitlik gruplar halinde ayrılır. Son gruplar üç basamaktan azsa sıfır eklenerek üçe tamamlanır ve her bir gruba karşılık gelen octal değer yazılır. Not: 3 basamaklı binary sayılar için octal değer decimal değerle aynıdır. Tam sayı kısmı Kesirli sayı kısmı Tam sayı kısmı Kesirli sayı kısmı gruplandırma yönü ← →gruplandırma yönü 101110101110, 000000101111 101-110-101-110, 000-000-101-111 5-6-5-6, 0-0-5-7 5656, 0057 Sonuç olarak: (101110101110,000000101111)2=(5656, 0057)8

SAYI SİSTEMLERİ VE KODLAR

2.1 SAYI SİSTEMLERİ Dijital sistemler iki seviye ile çalışırlar. Bunlar lojik 1 ve lojik 0’dır (var veya yok). Bu yüzden bu sistemler 2 tabanlı sayı sistemlerini kullanılırlar. 21 (binary), 23(octal), 24 (hexadecimal) dijital sistemlerde en çok kullanılan sayı sistemleridir. 2.1.1 DECIMAL (ONLUK) SAYI SİSTEMİ Onluk sayı sistemi günlük hayatta kullandığımız sistemdir. …103 102 101 100 şeklinde dizilirler. 2.1.2 BINARY (İKİLİ) SAYI SİSTEMİ İkili sayı sistemi iki tane rakam kullanılan sistemdir. Bunlar 0 ve 1 dir ve her biri bit olarak adlandırılır. Elektronikte var ya da yok, açık ya da kapalı gibi kesin yargı içeren sistemlerin temsilinde kullanılır. İki tabanlı sistemlerde sayılar en sağdaki basamaktan başlayarak 2 üzeri 0,1,2,3,…8,9… şeklinde değer alırlar. En sağdaki basamak sadece 20 yani 1 değerine sahip olduğu için LSD (least significant digit) ya da LSB (least significant bit)(en düşük değerli bit) adını alır. Sayının en solundaki basamak ise en yüksek değerli olduğu için MSD-MSB (most significant dijit (bit)) (en yüksek değerli bit ) adını alır. Eğer sayımız tam sayı değilse, virgülden sonraki basamak soldan başlayarak 2 üzeri -1,-2,-3….-8,-9… şeklinde değer alırlar. Kısaca özetlersek bnbn-1…b2b1b0 , b-1b-2…bm-1bm şeklindeki bir sayının onluk karşılığı: İkili sayı sistemleri bilgisayarlarda genellikle sayısal değeri ifade etmek için, adres belirtmek için, komut kodu belirtmek için kullanılırlar.

1. ANALOG VE SAYISAL SİSTEMLER

1.1 ANALOG SİSTEMLER VE SİNYALLER Sinyal zaman, uzay ya da başka bir değişkene göre değişiklik gösteren fiziksel niceliktir. (Başkent Üniversitesi) Analog sinyaller devamlı bir zamanda ilerleyen ve zamana göre değişken bir değer alan sinyallerdir. Analog bir sinyal zamana göre sonsuz değer alır. Analog sistemler ise analog bir sinyal ile işlem yapan fiziksel yapılardır. Bu sinyal analog olduğu için sinyalin istediğimiz bir noktasındaki bir değeri bize gösterebilir. Günlük yaşamda etkin olan tüm fiziksel olaylar zamana göre sonsuz değer aldığından analogdur. Örneğin sıcaklık birden 20 ’den 21 ye çıkmaz. Bir eğri biçiminde sürekli olarak artarak nihai dereceye ulaşır. 1.2 SAYISAL SİSTEMLER VE SİNYALLER Sayısal sinyaller, analog sinyaller gibi sürekli değillerdir. Belli bir zaman ya da uzay değişkeninin belli bir değerine göre bir değer alırlar. Şekil 3’te bir sayısal sinyal görünmektedir. Sayısal sinyallerle fiziksel olarak işlem yapan ortamlar ise sayısal sistem’dir. Günümüz elektronik teknolojisinde sinyallerin çoğu sayısal olarak işlem görmektedir. Sayısal sistemlerin analog sistemlere göre bazı avantajları vardır. Bunlar; Sayısal devrelerin tasarımı daha kolaydır.  Sayısal sistemlerde bilgi saklaması kolaydır  Sayısal sistemler, analog sistemlere göre daha fazla istenilen sonucu verir. Birden çok sayısal devreyi birbirine bağlamak kolaydır.  Sayısal sistemler gürültüden etkilenmezler.  Sayısal sistemler donanımı değiştirilmeden tekrar tekrar programlanabilir.  Sayısal sistemlerde hata ayıklamak daha kolaydır. 1.3 ANALOG VE SAYISAL SİSTEMLER İnsanların işleyebildiği tüm sinyaller koklama, görme, işitme, dokunma analog sinyallerdir. Fakat günümüzde elektronik teknolojisi analog sinyallerle değil digital (sayısal) sinyallerle( yukarıda saydığımız avantajlardan dolayı) çalışır. Bu durumda analog ve sayısal sistemleri aynı ortamda kullanmak gereklidir. Böyle bir sistem için öncelikli olarak sinyallerin birbiri formuna önüştürülmesi gerekmektedir. Kısaca özetlersek analogdan digital sinyale dönüştürme işlemi için: a. Bir analog sinyal öncelikle küçük örneklem aralıklarına bölünür. b. Her bir örneklem için o örneklem değerine denk gelen sinyal değeri alınır. c. Bu sinyal değeri sayısal olarak kodlanır. Analog sinyali Dijital sinyale dönüştürme işlemi bazı önemli faktörler vardır. Nyquist kriteri olarak bilinen duruma göre, bir sinyalin örneklem frekansı, sinyalin kendi frekansından en az 2 katı olmalıdır (Nyquist frekansı). Örneğin 50Hz’lik bir dalga için örnekleme frekansı en az 100Hz olmalıdır. Fakat uygulamada Nyquist frekansı da yeterli olmaz. Gerçekten düzgün ve analog sinyale yakın bir dijital sinyal için örnekleme frekansı yüksek olmalıdır (10 katı-100 katı…). Böylece örnekleme aralığı küçülür. Analog sinyali dijitale dönüştürme işlemi için bir diğer önemli faktör ise bölüntü seviyeleridir (Quantum seviyesi). Bölüntü seviyeleri sinyal değerinin dijital karşılığını verir. 2n şeklinde hesaplanır. Örneğin 3 dijital çıkışlı bir çevirici 23=8 ayrık bölüntü seviyesine sahiptir. Bu işlemi yapan cihazlara ADC (Analogue to Digital Converter), bu işlemin tersini yapan, dijital sinyali analog sinyale dönüştürme işlemi yapan cihazlara DAC (Digital to Analogue Converter) denir
2.1 Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yenilenebilir enerji dünya var oldukça devam edeceği düşünülen bitmeyen bir enerjidir. Çevreye zararının olmaması dışa bağımlı olmaması gibi nedenlerden dolayı oldukça önemlidir. Bazılarının eldesi oldukça kolay fakat bazılarının eldesi oldukça zordur. Rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji, biokütle enerjisi, hidrojen enerjisi ve dalga enerjisi yenilenebilir enerji kaynaklarına örnektir. 2.1.1 Rüzgâr Enerjisi Rüzgâr gücü kullanımı, Asya’dan Avrupa’ya 10.yuzyıl civarında geçmiştir. Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının sahip olduğu hareket(kinetik) enerjisidir. Rüzgâr gücünden yararlanılmaya başlanması çok eski dönemlere dayanır. Daha sonra tahıl öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için kullanılmıştır. Günümüzde ise elektrik üretmek amacıyla kullanılmaktadır. Fosil nükleer ve diğer yöntemlerde atmosfere zararlı gazla salınmakta bu gazlar havayı ve suyu kirletmektedir. Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında ise doğaya hiçbir salınım yapılmamaktadır. Rüzgâr enerjisi temiz bir enerji kaynağıdır ve rüzgâr türbinleri ile sağlanmaktadır. Yarattığı tek kirlilik gürültüdür. Fakat pervanelerin yarattığı ses günümüzde oldukça azaltılmıştır. 2.2 Rüzgâr Gücünden Enerji Eldesi Bir doğa olayı olan rüzgârdan enerji eldesi rüzgâr türbinleri sayesinde elde edilir. Rüzgâr türbinleri normal seviyede esen rüzgârdan bile büyük enerjiler üretebilir. 2.2.1 Rüzgâr Türbinleri İlk rüzgâr türbini 1881 yılında Danimarkalı bir grup bilim adamı tarafından yapıldı. Daha sonra Danimarka hükümetinin de desteğiyle ilk rüzgâr gücünden enerji üreten rüzgâr türbini santralini yaptılar. 1918 yılına gelindiğinde 120 adet rüzgâr türbini vardı. Bu türbinlerin gücü 20 ila 30 KW arasında değişmekteydi. Şekil 1 de ilk rüzgâr türbininin fotoğrafı gösterilmiştir. Rüzgâr türbinleri 3 ana bölümden oluşur. Bunlar pervane kanatları, şaft ve jeneratördür. Pervane kanatları rüzgâr çarptığı zaman döner ve enerji üretimi başlar. Yaklaşık bir kanat boyu 35 metredir. Pervane kanatları sayesinde kinetik enerjiden elektrik enerjisi oluşur. Bu devasa yapının diğer bir bölümü ise şafttır. Şaftın dönmesiyle motor içinde bir hareket oluşur ve motorun çıkışında elektrik enerjisi üretilmiş olur. Jeneratör ise oldukça basit bir çalışma prensibine sahiptir. Jeneratörün içerisinde mıknatıslar vardır ve bu mıknatısların ortasında da ince tellerle sarılmış bir bölüm vardır. Pervane şaftı döndürdüğü zaman motor içindeki bu sarım bölgesi etrafındaki mıknatısların ortasında dönmeye başlar. Bu olayların sonucunda alternatif akım(AC) oluşur. Rüzgâr türbinlerinin çalışma prensibi ve yapısı Şekil 2’deki fotoğrafta özetlenmiştir. Şekil 2: Rüzgâr Türbinlerinin İç ve Dış Yapısı Rüzgâr türbinleri fırtına gibi istenmeyen durumlar için bir takım güvenlik önlemleri ile üretilmektedir. Rüzgârın şiddetine göre açı kontrolü yapılmaktadır. Bu sayede açı kontrolü yapılarak pervane kanatlarının dönmesi yavaşlatılmaktadır. Genel olarak 50.000 rüzgâr türbini, yıllık 50 milyar kilovat/saat enerji üretir. Bu oldukça büyük bir rakamdır. 2 MW enerji üreten 125 metrelik bir rüzgâr türbininin ağırlığı yaklaşık 416 tondur. Rüzgâr türbinlerinin montajı Şekil 3’deki gibidir. 6 Şekil 3: Rüzgâr Türbinlerinin Montajı 2.3 Türkiye’de ve Dünyada Rüzgâr Gücü 1980 sonrasındaki gelişmelerle Avrupa’da ve ABD’de rüzgâr santralleri enerji, ekonomi ve çevre açısından çağdaş mühendislik ürünleri haline gelmişlerdir. 1999 başı verilerine göre, dünya rüzgâr enerjisi kurulu gücü 9.839 MW’a ulaşmıştır. 2013 yılı verilerine göre dünyadaki rüzgâr enerjisi kurulu gücünü gösteren tablo Şekil 4’de gösterilmiştir. Şekil 4: Dünyadaki Rüzgâr Enerjisi Kurulu Gücü 7 Dünya ülkeleri arasındaki Türkiye’nin rüzgâr enerjisi kurulu gücü Şekil 5’deki tabloda gösterilmiştir. Şekil 5: Dünya Ülkeleri Arasındaki Türkiye’nin Kurulu Rüzgâr Gücü Sıralaması Avrupa ülkelerindeki rüzgâr enerjisi kurulu gücü Şekil 6’daki haritada gösterilmiştir. Şekil 6: Avrupa’da Rüzgâr Enerjisi Kurulu Gücü 8 Türkiye’de 1955 sonrası alternatif enerji kurulu gücü şekilde 7’deki grafikte gösterilmiştir. Şekil 7: Türkiye’de 1955 Sonrası Alternatif Enerji Kurulu Gücü Türkiye’de rüzgâr enerjisi kurulu gücünün illere göre sıralaması Şekil 8’deki grafikte verilmiştir. Şekil 8: Türkiye’de İllere Göre Toplam Kurulu Güç Türkiye’de rüzgâr enerjisi ile ilgili yapılan ilk çalışmalar 1960’larda Ankara Üniversitesi, 1970’lerde Ege Üniversitesi, daha sonraki yıllarda ODTÜ ve İTÜ kapsamında sürdürülmüş olup, bugün daha çok üniversiteye yayılmış durumdadır. Son dönemlerde TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) bünyesinde de bazı çalışmalar yapılmıştır. Üç yıllık rüzgâr hızı ortalamalarına göre, Kocadağ (8,5 m/s) ile en yüksek ortalama rüzgâr hızına sahiptir. Bunu sırasıyla Gökçeada (6,8 m/s), Akhisar (6.78 m/s) ve Belen (6.5m/s) izlemektedir. Kocadağ için yıllık rüzgâr gücü yoğunluğu 1995 yılında 775 W/m2’dir. Bu değerler Gökçeada, Akhisar ve Belen için; sırasıyla 457, 450 ve 343 W/m2’dir. 9 2.4 Rüzgâr Enerjisindeki Meslek Profilleri Rüzgâr enerjisi ülkenin ekonomisine katkısı oldukça büyüktür. Rüzgâr enerjisi içerisinde birçok meslek profili barındırır. Örnek verecek olunursa mühendisler (Kimya, elektrik, mekanik, malzeme, inşaat, çevre vb.) taşıma, kaldırma, montaj ile ilgili uzmanlaşmış teknik personel, meteorologlar, Programcılar, teknisyenler ekonomistler, finansörler enerji politikası uzmanları, hukukçular sağlık ve güvenlik uzmanları işçiler (nitelikli, niteliksiz). 2.5 Rüzgâr Enerjisi ve Çevre 1 MW enerji üreten rüzgâr türbininin çevreye yaydığı ses 300 m uzaklıkta 45 dB’dir. Rüzgâr enerjisi temiz bir enerji kaynağıdır çevreye herhangi bir salınım yapmaz. Yerel bir enerji kaynağıdır dışa bağımlı değildir. Ucuz bir enerji kaynağıdır. Yüksek istihdam yaratır. Yatırım alanının sadece %1’ini kullanır. Kalan diğer alanda tarım ve hayvancılık yapılabilir. Rüzgâr enerjisinin avantajları olduğu biri birde dezavantajları vardır. Görüntü ve gürültü kirliliği yaratabilir. Radyo ve televizyon frekanslarını bozabilir. Kuş göç yolları üzerine kurulduğunda kuşlara zarar verebilir.

20 Haziran 2016 Pazartesi

Tartışma: Proje Yaparken Neler Yapmamalıyız? Mehmet Yaşar ERTAŞ

İlgi duymadığımız bir alanda proje hazırlanması doğru değildir. Proje yazmak için herhangi bir konuya ilgi duymakta yeterli değildir. Projenin konusu gereksiz ve önemsiz meselelerden seçilemez. İyi tanımlanmış bir amacımız ve hedefimiz olmadan projeye başlanamaz. Hayali bir proje amacı olamaz. Bir projenin çok sayıda amacı olamaz. Projenin amacı gerçekçi ve ulaşılabilir olmalıdır. Özgün olmalıdır. Daha önce yapılmış bir araştırmayı, sorularını, yöntemini ve hatta kaynaklarını bile değiştirmeden başka bir alana uygulamak, projenin özgün olmadığının göstergesidir. Projelerde bilinen şeyler tekrarlanamaz. Yöntem bütün ayrıntılarıyla belirlenmeden projeye başlanamaz. Hiçbir zaman başka birinin yazdığı yöntemi kes-kopyala-yapıştır şekliyle kullanılamaz. Projeye katkı sağlamayacak bir yöntemi uygulamak gereksizdir. Proje çalışmasını amacından uzaklaştırmamalıyız. Sınırsız bir proje olamaz. Bir projeyi maddi destek olmadan yürütmek oldukça zordur. Proje için bir risk planı çıkarılmalıdır. Projenin konusu ve yöntemi yasa ve etik kurallara aykırı olamaz. Özet, amaç, konu, kapsam, özgün değer gibi proje bileşenleri arasında tutarsızlık ve çelişki olamaz. Projenin önerisini hazırladıktan sonra bir başkasıyla müzakere yapmadan müracaat yapılamaz. Proje hazırlamak için dikkat ve uğraş gereklidir.